27 Mart 2012 Salı
Mıknatıs (Betül Demir)
Salı günü İçin Ufak bir bağlantı Size...
26 Mart 2012 Pazartesi
Bizim Tospik Gece bıcıbıcısında...
Bizim Tospik gece banyosu yapıyor. Evimizin sessiz ve derin
dostu. Kimi zaman yaşam alanının içerisinde tadilata girsede
genelde sessiz.... :)
...MARİMEKKO...
...Marimekko...
Finlandiya Büyükelçiliği ve Helsinki Design Müzesi işbirliği ile
İstanbul'dan sonra Ankara' da
9 Şubat – 10 Nisan 2012 tarihleri arasında Cermodern müzesinde.
Marimekko'nun tekstil, moda ve iç mimari tasarımlarının yer alacağı sergi Finlandiya'nın bu dünyaca ünlü tasarım markasını Ankara'da izleyici ile buluşturuyor.
Helsinki 2012 yılında Dünya Tasarım Başkenti olarak seçilmiştir.
Yılın etkinliklerinde baskın tema, hayata gömülü tasarım olacak.
Helsinki tasarıma çok geniş bir bakış açısıyla yaklaşıyor ve sosyal, ekonomik ve kültürel gelişimin öncüsü olan
bütün süreçlerin temelinde tasarım yatıyor.
Marimekko markası da ayrılmaz bir şekilde Finlerin günlük hayatı ile ilişkilidir.
Bu sebepten ötürüdür ki Merimekko markasını'da bu tasarım yolculuklarında dünya ile tanıştırıyorlar.
Biraz Markayı ve tasarım sürecini incelemek gerekirse;
1951 yılında Armi Ratia tarafından kurulan Marimekko markasının birincil anlamı “Mari’nin elbisesi”
olmasına rağmen pek çok farklı şekilde de yorumlanabiliyor.
Bu anlam çokluğu, Marimekko’nun estetik açıdan karmaşık ikiliklerini ve ilişkilerini
(ulusal-uluslararası, geleneksel-modern, kırsal-kentsel, doğal-teknolojik vb) yansıtıyor.
Marimekko 1951'den bu yana her yıl cesur desenleri ve organik yeni kumaş tasarımları sunan bir markadır.
ve şirket savaş sonrası ve takip eden dönemde dokuma ve moda işletmeleri için önde gelen tekstil üreticilerinden biri olmuştur.
Çarpıcı büyüklükteki kumaş desenleri ve geleneksel çizginin dışında kalan elbiseleri ile farklı bilince sahip
tasarım ve moda dünyasına renk ve teklifsizlik getirmiştir.
Ürünlere her zaman Fin isimleri verilmiş, kumaş desenlerinde tarihsel dekoratif motifler referans alınmış ve
elbiselerde geleneksel Fin giyiminin unsurları öne çıkarılmıştır.
Marka bireysel bir tasarımcı olmasına rağmen aynı zamanda çeşitli firmalar ve etkinlikler içinde bir çok ürün tasarlamış ve piyasaya sürmüştür.
Firma ile ilk defa tanışıyorsanız mutlaka bu sergiye katılmanızı tavsiye ediyorum. Desenlerin canlılığı ve doğallığı karşısında inanılmaz duygulara kapılmamanız mümkün değil.
Biraz daha bilgi diyorsanız da işte firmanın web sitesi ... http://www.marimekko.com/
Ürün satın almak istiyorum diyorsanız da üzgünüm Web üzerinden Türkiye 'ye gönderi yapılmıyor. Çünkü Vakko markanın genel Distribütörü Nişantaşı Showroom'unu tavsiye ederim herkese.....
20 Mart 2012 Salı
DIY 2 : Pomponlar...
...Sevimli Pon Ponlar...
Bu şirin pomponlardan sizde yapmak ister misiniz ? Öyleyse buyrun
http://www.marthastewart.com/how-to/tissue-paper-pom-poms-how-to Sevgili Martha Stewart size
adım adım nasıl yapılacaklarını anlatsın.. Bu Bahar günlerinde eviniz için güzel
bir dekor olabilir. Belki de düğün yemeği için masaların üstünü
süsleyebilirsiniz.
18 Mart 2012 Pazar
...1BOYOZ1ÇAY...
1 BOYOZ 1 ÇAY
Eee İzmire gidilirde Boyoz Çay Yumurta yapılmaz mı ?
İzmire yaptığımız bu küçük hafta sonu kaçamağı sayesinde
boyoz çay ve yumurta muhteşem 3 lüsünü deneyimleme şansımız oldu.
Ve gördük ki İzmirin bir çok semtinde fırınlarda ve kapalı arabalarda yumurta ile birlikte satılan bu nefis lezzet özellikle sabahları çay ile birlikte yendiğinde izmirliler için Gevrek bizim için simit ile yarışır niteliktedir. Bununla beraber sabahları fırınların önünde kuyruk oluşmasına neden olan bu lezzet sırf sabahları değil günü her saatinde gece bar çıkışında akşam 5 çayında her saat tüketilen ve sevilen bir yiyecektir izmirliler için.
Boyoz nedir diye biraz sorup soruşturusak. Alsancaktaki Dostlar fırınından Tarihini öğrendik. Meğerse 1400'lü yılların sonlarına doğru İspanyollar tarafından İzmire getirilen bir lezzetmiş Boyoz. Ama bizim İzmirliler çok sevmişler Boyozu hiç bırakmamışlar o tarihten itibaren. Teşekkür ederiz Seferad Yahudileri. Elinize sağlık. Boyozun Gerçek adı da Latince Kökenli olup " bollos" diye yazılmaktadır. Ancak İspanyolca "LL " "Y" diye okunduğundan "Boyoz" denmektedir.
Biraz da tarifini yaparsak Boyoz için Öncelikle hamur yoğrulup top şekline getirilip 2-3 saat tavada dinlendirilir.
Daha sonra elle tabak genişliğinde açılıp bir süre
daha dinlendirilen hamur, daha sonra yine elle sallanır ve tekrar açılır ve rulo yapılıp 1-2 saat daha dinlendirilir.
Kulak memesi kıvamında kopma noktasına geldiğinde tavalara sıralanır ve
küçük toplar halinde kesilerek yarım saat ile bir saat arasında nebati yağ içinde bekletilir.
Çok yüksek ateşte tepsi ile fırınlanmadan önce kat kat, ipince açılmış olan milföy yufkanın arasına
içlik malzemesi (peynir, ıspanak vs.) de konulabilirse de, hakiki boyoz sade olur.
Hamurun özelliği un, çiçek yağı ve tahin karışımı ve tuzlu olmasıdır.
Daha sonra elle tabak genişliğinde açılıp bir süre
daha dinlendirilen hamur, daha sonra yine elle sallanır ve tekrar açılır ve rulo yapılıp 1-2 saat daha dinlendirilir.
Kulak memesi kıvamında kopma noktasına geldiğinde tavalara sıralanır ve
küçük toplar halinde kesilerek yarım saat ile bir saat arasında nebati yağ içinde bekletilir.
Çok yüksek ateşte tepsi ile fırınlanmadan önce kat kat, ipince açılmış olan milföy yufkanın arasına
içlik malzemesi (peynir, ıspanak vs.) de konulabilirse de, hakiki boyoz sade olur.
Hamurun özelliği un, çiçek yağı ve tahin karışımı ve tuzlu olmasıdır.
Bukadar bilgiden sonra Pazar kahvaltısı için Ben Boyozumu yemeğe gidiyorum. Herkese Afiyet olsun...
14 Mart 2012 Çarşamba
Oversized Kazaklar
2012 BAHARI OVERSİZED KAZAKLAR
2012 Sonbahar ve Kış döneminde özellikle sıklıkla göreceğimiz bu tarz.
Tayt ve skinny jean kombinleri ile oldukça şık duracak.
Rahat bir giyim tarzını sevenler için bir tayt bir kazak diyip hayadi hop dışarı çıkan bizler için oldukça ideal bir tarz oluşturacak olan bu büyük beden modası bir kaç sezon daha rafa kalkmaz diye düşünüyorum.
Özellikle omzu düşük kayık yaka modellerle birleşen bu ürünler biraz da rahatlığa seksapalite katıyor. Leopar detaylar yada parıltılar kullanıldığında da ince bir çorap ve pump ayakkabılar ile birleştirilip gece için uygun bir kıyafet haline geliyor.
Hilary Duff gibi bir çok ünlü isim özellikle gün içerisinde bu tarzı oldukça fazla kullanıyorlar. Büyük çantalar ve Kış güneşinden korunmak için takılan gözlük ve şapkalar ile de kombinler oldukça başarılı oluyor doğrusu.
Yalnızca taytlar ve skinny jeanler ile de değil bu şekilde uzun etekler ile kombinlendiğinde de oldukça başarılı Bohem bir hava da yakalamış oluyoruz.
Kaz ayağı deseni ile birleştiğinde lise günlerini hatırlatan özellikle haftasonu gezmeleri için uygun bir kıyafet havasına girebiliyor Oversized kazaklar ve tayt kombinasyonu.
Benim gibi rahatına düşkün bir kişi için Oversized modası çöldeki bir serap gibidir. Sanırım bir çok Türk bayanı da bu moda dan nasibini alacak gibi.
12 Mart 2012 Pazartesi
Laura Ashley Tarzı
LAURA ASHLEY
ROMANTİK YATAK ODALARI
İngilizlerin Bohem ve rahat tarzı sizinde ruhunuzda bir kıpırdanmaya
sebep oluyorsa yolunuzu doğru LAURA ASHLEY mağazasına
çevirmenizde fayda var .
Özellikle bu tarz' dekorasyon Romantik bir yatak odası yaratmak isteyenler
için son derece doğru bir yaklaşım olacaktır.
Beyaz rengi ile kombinlenlenen fuşyalar , su yeşilleri, maviler, lacivertler ve tabii ki bej renkleri her zaman doğru bir renk geçişini sağlar. Yatak odasında kullanılan aydınlatma elemanları da yine bu romantik havaya uygun nitelikte olmalıdır.
Kristal boncuklarla süslenmiş avizeler küçük watt ta ampüller ile aydınlatıldığında hem ışığın yarattığı gölgeler ile daha mistik bir hava yakalanmış olur. Gerçi mum ışığının havasını hiç bir şey yakalayamaz ama...
Bu dantel den yapılan avize bu havayı yakalayabilmek için güzel bir örnek bence. Ayrıca yapılması da oldukça basit.
Yine aplikler de kullanılan detaylar da romantik havayı yakalamanız için önemli birer objedir. Ayrıca yatak odanızda kullanacağınız aksesuarlar aynalar, takı kutuları da yine bu dekorasyon için önemli ögeler dir.
Ayrıca son dönemde oldukça sık rastladığımız bir trend olan Ayna kaplama komodinler de oldukça şık ve elegan bir görünüm sergiliyor. Ancak kullanım sırasında meydana gelecek olan el izleri ne kadar tercih sebebi olmalarını sağlar bilemem.
Şimdilik yatak odası dekorasyon önerilerimin sonuna geldik. Ancak bu bittiği anlamına gelmiyor. Bir mimardan ne kadar çok fikir çıkabilir biraz tahmin edersiniz sanırım. Bu yazınında diğerleri gibi devamı gelecek. Duvar kağıtları ve seçimleri konusunda ilerde size bolca fikir vereceğim.
Etiketler:
ayna,
beyaz,
dekorasyon,
french,
laura ashley,
romantik,
tasarım,
yatak odası
10 Mart 2012 Cumartesi
Yeni Manikürüm
Bu senenin trendi çılgın tırnaklar diyoruz ve son derece özgür oje tasarımları ve renkleri ile ellerimizi susluyoruz bende turkuaz ve beyazla biraz sus yaptım
Bu senenin trendi çılgın tırnaklar diyoruz ve son derece özgür oje tasarımları ve renkleri ile ellerimizi susluyoruz bende turkuaz ve beyazla biraz süs yaptım..
Published with Blogger-droid v2.0.4
8 Mart 2012 Perşembe
Dünya Kadınlar Gününüz Kutlu olsun...
8 MART DÜNYA KADINLAR GÜNÜNÜZ KUTLU OLSUN ...
1975 yılında ve onu izleyen yıllarda daha yaygın, ve yığınsal olarak kutlandı,
kapalı mekanlardan sokaklara taşındı. "Birleşmiş Milletler Kadınlar On Yılı" programından Türkiye'nin de etkilenmesiyle,
1975 yılında "Türkiye 1975 Kadın Yılı" kongresi yapıldı.
12 Eylül 1980 Askeri Darbesi'nden sonra dört yıl süreyle herhangi bir kutlama yapılmadı.
1984'ten itibaren her yıl çeşitli kadın örgütleri tarafından
"Dünya Kadınlar Günü" kutlanmaya devam ediliyor.
7 Mart 2012 Çarşamba
Fashion & Travel
3 ayda bir yayımlanan derginin yeni sayısı çıktı.
Online olarak okumak için aşağıda yer alan link'ten faydalanabilirsiniz...
Keyfiniz Bol Olsun...
6 Mart 2012 Salı
... Haydi Yaz için bir Bileklik yapalım ...
Haydi Bahar gelmeden bir bileklik yapalım...
Bütün detayları DIY PROJELERİM sayfasında bulabilirsiniz...
5 Mart 2012 Pazartesi
Grip & Su
....Günde 1 Litre Su....
Yaklaşık 5 gündür bu senenin meşhur ve en dirençli Grip virüsüne
yakalanmış bir şekilde yatak döşek pozisyondayım. Bu durum her gün
yazmaya çalıştığım blog'umu da sekteye uğrattı. Ne yazalım ne paylaşalım bugün derken biraz da bilinçlenelim halimizi ortaya serelim bari diyerek grip hakkında yazmaya karar verdim.
Sağlık bakanlığının sitesinden alınan bu tanım ile grip Virüsü aşağıda kısaca anlatılıyor .
İnfluenza ya da grip, viral bir hastalık.
Sağlıklı insanlarda ortalama bir haftada geçmesine rağmen;
vücut direncini düşüren kronik hastalığı olan kişilerde (şeker, kalp-akciğer hastalıkları, AIDS vb.) ve yaşlılarda pnömoni (zatürre), meningoensefalit (beyin iltihabı), miyokardit (kalp kası iltihabı) gibi ölümle sonuçlanabilecek hastalıklara yol açabilir.
Bu tür risk grubundaki kişilere "yüksek risk grubundaki kişiler" denir.
Grip virüsü Orthomyxoviridae familyasına mensup örtülü bir RNA virüsüdür.
Virüsteki nükleik asit 8 tane negatif anlamlı RNA'dan oluşur.
RNA'nın kopyalanmasında hata oranı yüksek olduğu için, virüs genomu sürekli değişim halindedir.
Ayrıca, aynı hücreyi birden fazla virüsün enfekte etmesi durumunda viral RNA parçaları birbirleriyle karışıp yeni genetik kombinezonlar oluşturabilirler.
Bu nedenlerden dolayı vücudun bir grip türüne karşı kazandığı bağışıklık ertesi yıl ortaya çıkan yeni bir salgına karşı genelde etkisiz olur.
Böylelikle her yıl bir diğerinden daha dirençli olan bu virüs hakkında kısa bir bilgi edinmiş olduk. Şimdide tedavisi esnasında yararlı olabilecek
kısa bir kaç bilgi paylaşmak isterim.
Grip bir VİRÜS olduğundan Virütik bir enfeksiyondur ve tedavisi kesin olarak yoktur.
Halk arasında klasik olarak ağızda dolaşan "ANTİBİYOTİK AL GEÇER." lafı
oldukça yanlış bir deyimdir. Antibiyotik hiç bir işe yaramaz.Çünkü antibiyotikler yalnızca bakterilere etki eder.
Bir numaralı ilacı ortalama 3-5 gün iyice dinlenmek .
BOL SU TÜKETMEKTİR.
İşte burada da görüyoruz ki bol su ve sıvı tüketmek hem hastalıkların çabuk vücuttan atılmasını sağlıyor.
Hem de genel olarak insan vücudunun 3/4 'ünün sıvıdan oluştuğu var sayılırsa genel sağlığımız içinde gerekli olan bir durumdur.
Benim gibi su ile arası pek olmayan birisi için şişe tasarımları bu anlamda çekici gelip tüketimde yardımcı rol üstlenirler diye düşündüğümden biraz
araştırma yaptım. İşte bir kaç örnek Cam Şişe tasarımı.
Şimdide bir kaç dekoratif öneride bulunmak gerekiyor sanırım
Cam ve tasarım deyince sanırım sonuç hep mükemmel. Birde bu arkadaşlar işe
ışığı da dahil etmişler sonuç dayanılmaz şekilde müthiş...
Bir aydınlatma Öğesi daha. Bu ünlü bir italyan tasarımcının ürünü. Ancak sizlerde buna benzer bir ürün yapabilirsiniz. Özellikle ikea bu konuda
şapha ve lamba ayakları ile sizlere oldukça yardımcı olacaktır.
Hatta kısa bir süre sonra DIY projelerimden birinde buna rastlayacaksınız. Şimdiden size bir ipucu :)
Bunlarda oldukça şirin hem Retro havasında hemde modern görünüşlü.
Bunlarda Cam şişe ve kavanozlarınızı değerlendirmek için iyi bir yöntem...
3 Mart 2012 Cumartesi
Çerçeveler & Aynalar
Frames & Mirrors
Uzun süredir bir DIY projesi eklemeyi planlıyordum. Sanırım evde hasta geçirdiğim şu
günlerde bu yapabileceğim en iyi şey oldu.
Ikea dan aldığım bu Sondrüm çerçeveler ve 1 paketten 4 adet çıkan bu
kare formlu aynaları bir araya getirip bir çalışma yaptım duvarda. Tasarımı bana ait
olan bu uygulama yapım aşamasında Kociş ve Kardiş yardımı ile yapıldı :)
Eee biraz erkek gücü gerektiren bir uygulama ne de olsa :).
İlerleyen günlerde çerçevelerin içlerinide doldurucam ama şimdilik böyle boş duruyor.
Bir arkadaşımızın düğününde çekilmiş olan siyah beyaz resimle bir
deneme yaptık. Sanırım diğerleri içinde siyah beyaz konseptini devam ettireceğim.
Etiketler:
ayna,
çerçeve,
dekorasyon,
DIY,
fotograf,
siyah beyaz
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)