28 Haziran 2012 Perşembe

31 Mayıs 2012 Perşembe

Çatı Arası Yaşamı...

Çatı Arasında Kurulan Yaşam Alanları...




Kimiz için küçüklüğümüzden bu yana korkutularak baktığımız bir mekan. Kimimiz içinde sıcak bir sığınak olur çatı araları. 




Eski ahşap evlerde çatılar genellikle ailenin eski eşyalarının depolandığı alanlar halini alıyorlardı. Oysa ki gelişen dünya düzeninde şimdi çatılar ve çatı araları son derece kullanışlı ve keyif verici mekanlar halini aldı. 





Dubleks daire yerleşimi göz önüne alındığında üst kat diye tabir ettiğimiz çatı araları ev sahipleri için bir yatak odası, çalışma odası hatta büyük bir kütüphane oluşturulabilecek mekanları yaratmak için fırsat alanları oluşturur. 
Daire içerisinden ulaşılan bir teras veya küçük balkonlar yaz akşamları için arkadaş ve aile ortamında ferahlama noktaları yaratırlar. 

9 Mayıs 2012 Çarşamba

1 Lisan 1000 İnsan...






Bu gün kendim için yeni bir karar aldım ve İtalyanca öğrenmeye başladım. Sizlerle de her gün öğrendiğim 2 kelimeyi paylaşmaya karar verdim. Az buz değil her gün iki kelime yıl sonunda 730 kelime eder. Seneye bu dönemlerde Venedik'ten sizlere " Ciao " yani " Merhaba " derim belki belli mi olur.
Beni takip etmeye devam edin... 

7 Mayıs 2012 Pazartesi

Istanbul AKvaryum

Haftasonu kocişle yaptığımız floryadaki ıstanbul akvaryum a ziyaretimizde gerek mekanın kurgusu gerekse Su altı yaşamındaki bir çok türü bir arada görmek beni oldukça heyecanlandırdı. Tam anlamıyla modern müzecilik mantığı ile kurgulanan mekan hem öğretici hemde güzel vakit geçirmeye olanak sağlayacak düzeyde. Bina içerisinde yaşam biçimlerinin farkliliklarini dekorlarda ve iklimlerendirme sistemi ilede ziyaretçilere hissettirmeyi başarmış durumda. Ayrıca uzun bir labirent olan mekan içerisindeki bir takım mola noktaları florya sahilinde seyir teraslari olarak ta dizayn edilmiş durumda . Oturma yeme içme hatta alışveriş eylemlerinin bir arada surdurulebildigi mekanda zamanın nasıl geçtiğini anlamıyor insan. Gerek büyüklerin gerekse çocukların kesinlikle gitmesini tavsiye edebileceğim bir mekan .


Published with Blogger-droid v2.0.4

29 Nisan 2012 Pazar

Adele - Rolling In The Deep





BIR EGE ESINTISI REZENE SALATASI




      Cumartesi günü halamın köy pazarına gittiğini öğrenince dayanamayıp taze otlardan almasını rica ettim. O da sağ olsun beni kırmayıp Radika ve Rezene almış birkaç demet daha önce rezene ile hiç birşey yapmamama rağmen kokusu beni doğrudan yakaladı. Kocişinde egeli olması nedeni ile otlarla haşır neşiriz epey bir dedim bundan en iyi güzel bir salata olur hemen araştırmalara girdim ve güzel bir salata tarifini edindim.


 Malzemeler:

1 demet taze rezene

2 yemek kaşığı sirke


1 büyük limonun suyu


5 dış sarımsak


2 çay kaşığı tuz

1 fincandan biraz fazla sızma zeytinyağı

Rezenelerimizi güzelce yıkadıktan sonra sirkeli suda biraz bekletiyoruz. Daha sonra durulayıp kalın saplarını ve ince saplarını ayırıyoruz. Kalın saplarını kaynamış tuzlu suya atıp 2 dakika kadar pişiriyoruz daha sonra ince saplarını da tencereye ekleyip biraz daha haşlıyoruz. Bu sırada derin bir kasede sirke,  ezilmiş sarımsak, tuz, yağ ve limon karışımımızı hazırlıyoruz. Haşlanan rezenelerimizi süzdükten sonra soğuk buzlu Su dolu kabımızda dirilmeleri için bekletiyoruz. Daha sonra süzüp hafifçe suyunu sıktıktan sonra yaklaşık 1 cm kalınlığında kesiyoruz ve karışımın olduğu kaba ekleyip karıştırıyoruz. Sonrasında servis tabağimiza alıp servis yapabiliriz.

Afiyet olsun Şekerler...

Published with Blogger-droid v2.0.4

20 Nisan 2012 Cuma

HATAY işi GÜL Yapraklı LOKUM

...GÜL TADINDA LEZZETLER DURAĞI...




            Aslında uzun bir zaman oldu Eski Feshane fabrikasında duzenlenen HATAY ANTAKYA günleri hakkında birşeyler yazmam  gerekiyor diye içim içimi yiyordu. Düşündüm ki bütün antakya mutfağını bir kaç saat içinde taşarak zaten zevkin doruğunda dakikalar geçirdim ama bu lezzetler arasında en ilginci başta melisa çayının o tomurcuk formuna benzettiğim ama tadını aldıktan sonra bunun muhteşem renk ve kokulara sahip gül yaprakları ile bezenmiş bir gül lokumu olduğunu anladım. Ilk etapta ağızda kurutulmuş yaprakları yerken tuhaf bir his bıraksa da zamanla lezzetindeki gizemli tatlar ortaya çıkıyor. Imalatı sırasında klasik gül lokumunun imalatı yapiliyor ve daha tam soğumaya başladığında. Özenle temizlenmiş ve guneste serilerek kurutulmuş gül yaprakları ile kaplanıyor. Soğuma işlemi sırasında yaprakların gizemli aroması da lokuma ayri bir lezzet katıyor. Daha sonra kesim işlemi yapılıp paketleniyor.  Istanbul da nerede satılıyor bilmiyorum ama Antakya nin meşhur petek pastahanesinden temin edilebilir. Bununla beraber gülleri ve kilimleri ile de meşhur olan isparta ilimiz de de bu tarz gizemli tatlar bulunuyormuş en kısa zamanda gidip görmek gerek  ;) . Şimdilik bu görsel güzelliği sizinle bu foto aracılığı ile paylaşıyorum umarım gerçeğini de görme ve tatma firsatiniz olur.

Published with Blogger-droid v2.0.4

10 Nisan 2012 Salı

...Dekorasyonda marjinal Mor Teması...



2012 Trendi Mor Renk Dekorasyonu...



Uzunca bir aradan sonra tekrar yazmak için bilgisayarın başına geçtim ve 

fark ettim ki uzun bir süredir dekorasyon trendleri hakkında bir şeyler yazmamışım.

Bunun üzerine bu senenin ve geçen senenin rakipsiz trend rengi olan Mor rengi ile yapılan

dekorasyon önerileri hakkında ufak bir yazı yazmaya karar verdim.



Modernden Klasiğe belki de Country tarzına her türlü dekorasyon önerisi için kullanılabilecek 

bir renktir Mor. Komple bir odayı Mor rengi ile doldurmaktan ziyade Belirli noktalarda 

ve dozunda ayarlandığı zaman Dinginlik ve Rüya hali uyandırır insan üzerinde.

 

Özellikle son zamanlarda Toprak tonları ile birlikte yapılan uygulamaları hem doğal bir 

görünüm hemde vurgulayıcı etkisini ortaya çıkarır mor renginin. Halk arasında da 

oldukça fazla bilinen Melankoli rengi tabiri aslında kullanım yoğunluğuna 

göre doğru bir tabirdir.

6 Nisan 2012 Cuma

Emir Yesil - Rock and Rolla Kiss Official Video




Uzun bir aradan sonra sizlerle bu güzel şarkı ile tekrar merhaba demek istedim...


Kulaklarımızın pası silinsin.... :)

26 Mart 2012 Pazartesi

Bizim Tospik Gece bıcıbıcısında...






Bizim Tospik gece banyosu yapıyor. Evimizin sessiz ve derin 

dostu. Kimi zaman yaşam alanının içerisinde tadilata girsede 

genelde sessiz.... :)

...MARİMEKKO...


























...Marimekko...




Marimekko tasarımları,
 Finlandiya Büyükelçiliği ve Helsinki Design Müzesi işbirliği ile 
İstanbul'dan sonra Ankara' da
 9 Şubat – 10 Nisan 2012 tarihleri arasında Cermodern müzesinde. 


Marimekko'nun tekstil, moda ve iç mimari tasarımlarının yer alacağı sergi Finlandiya'nın bu dünyaca ünlü tasarım markasını Ankara'da izleyici ile buluşturuyor.



Helsinki 2012 yılında Dünya Tasarım Başkenti olarak seçilmiştir.
 Yılın etkinliklerinde baskın tema, hayata gömülü tasarım olacak. 
Helsinki tasarıma çok geniş bir bakış açısıyla yaklaşıyor ve sosyal, ekonomik ve kültürel gelişimin öncüsü olan
 bütün süreçlerin temelinde tasarım yatıyor.
 Marimekko markası da ayrılmaz bir şekilde Finlerin günlük hayatı ile ilişkilidir.
Bu sebepten ötürüdür ki Merimekko markasını'da  bu tasarım yolculuklarında  dünya ile tanıştırıyorlar.




Biraz Markayı ve tasarım sürecini incelemek gerekirse;



1951 yılında Armi Ratia tarafından kurulan Marimekko markasının birincil   anlamı “Mari’nin elbisesi”
 olmasına rağmen pek çok farklı şekilde de yorumlanabiliyor.
 Bu anlam çokluğu, Marimekko’nun estetik açıdan karmaşık ikiliklerini ve ilişkilerini
 (ulusal-uluslararası, geleneksel-modern, kırsal-kentsel, doğal-teknolojik vb) yansıtıyor.










Marimekko 1951'den bu yana her yıl cesur desenleri ve organik yeni kumaş tasarımları sunan bir markadır. 


 1950'lerde Marimekko'nun ortaya çıkışı uluslararası platformda sansasyonel bir tasarım algısı yaratmıştır
 ve şirket savaş sonrası ve takip eden dönemde dokuma ve moda işletmeleri için önde gelen tekstil üreticilerinden biri olmuştur.
 Çarpıcı büyüklükteki kumaş desenleri ve geleneksel çizginin dışında kalan elbiseleri ile farklı bilince sahip
 tasarım ve moda dünyasına renk ve teklifsizlik getirmiştir.






Kumaşlar ve moda tasarımları Fin sayfiyelerinin ve çiftlik evlerinin kırsal güzelliği içerisinde gösterilmiştir.
 Ürünlere her zaman Fin isimleri verilmiş, kumaş desenlerinde tarihsel dekoratif motifler referans alınmış ve 
elbiselerde geleneksel Fin giyiminin unsurları öne çıkarılmıştır.










Marka  bireysel bir tasarımcı olmasına rağmen aynı zamanda çeşitli firmalar  ve etkinlikler içinde bir çok ürün tasarlamış ve piyasaya sürmüştür.


Firma ile ilk defa tanışıyorsanız mutlaka bu sergiye katılmanızı tavsiye ediyorum. Desenlerin canlılığı ve doğallığı karşısında inanılmaz duygulara kapılmamanız mümkün değil.








Biraz daha bilgi diyorsanız da işte firmanın web sitesi ... http://www.marimekko.com/


Ürün satın almak istiyorum diyorsanız da üzgünüm Web üzerinden Türkiye 'ye gönderi yapılmıyor. Çünkü Vakko markanın genel Distribütörü Nişantaşı Showroom'unu tavsiye ederim herkese.....






20 Mart 2012 Salı

DIY 2 : Pomponlar...


...Sevimli Pon Ponlar...



Bu şirin pomponlardan sizde yapmak ister misiniz ? Öyleyse buyrun 


adım adım nasıl yapılacaklarını anlatsın.. Bu Bahar günlerinde eviniz için güzel 

bir dekor olabilir. Belki de düğün yemeği için masaların üstünü 

süsleyebilirsiniz.

18 Mart 2012 Pazar

18 MART ÇANAKKALE ZAFERİ






Bütün Şehitlerimizi Saygı ile Anıyoruz.


...1BOYOZ1ÇAY...


1 BOYOZ 1 ÇAY






Eee İzmire gidilirde Boyoz Çay Yumurta yapılmaz mı ?
 İzmire yaptığımız bu küçük hafta sonu kaçamağı sayesinde 
boyoz çay ve yumurta muhteşem 3 lüsünü deneyimleme şansımız oldu. 
Ve gördük ki İzmirin bir çok semtinde fırınlarda ve  kapalı arabalarda yumurta ile birlikte satılan bu nefis lezzet özellikle sabahları çay ile birlikte yendiğinde izmirliler için Gevrek bizim için simit ile yarışır niteliktedir. Bununla beraber sabahları fırınların önünde kuyruk oluşmasına neden olan bu lezzet sırf sabahları değil  günü her saatinde gece bar çıkışında akşam 5 çayında her saat tüketilen ve sevilen  bir yiyecektir izmirliler için. 


Boyoz nedir diye biraz sorup soruşturusak. Alsancaktaki Dostlar fırınından Tarihini öğrendik. Meğerse 1400'lü yılların sonlarına doğru İspanyollar tarafından İzmire getirilen bir lezzetmiş Boyoz. Ama bizim İzmirliler çok sevmişler Boyozu hiç bırakmamışlar o tarihten itibaren. Teşekkür ederiz Seferad Yahudileri. Elinize sağlık. Boyozun Gerçek adı da Latince Kökenli olup " bollos" diye yazılmaktadır. Ancak İspanyolca "LL " "Y" diye okunduğundan "Boyoz" denmektedir.


Biraz da tarifini yaparsak Boyoz için Öncelikle hamur yoğrulup top şekline getirilip 2-3 saat tavada dinlendirilir.
Daha sonra elle tabak genişliğinde açılıp bir süre
 daha dinlendirilen hamur, daha sonra yine elle sallanır ve tekrar açılır ve rulo yapılıp 1-2 saat daha dinlendirilir.
Kulak memesi kıvamında kopma noktasına geldiğinde tavalara sıralanır ve
küçük toplar halinde kesilerek yarım saat ile bir saat arasında nebati yağ içinde bekletilir.
Çok yüksek ateşte tepsi ile fırınlanmadan önce kat kat, ipince açılmış olan milföy yufkanın arasına
içlik malzemesi (peynir, ıspanak vs.) de konulabilirse de, hakiki boyoz sade olur.
 Hamurun özelliği un, çiçek yağı ve tahin karışımı ve tuzlu olmasıdır. 

Bukadar bilgiden sonra Pazar kahvaltısı için Ben Boyozumu yemeğe gidiyorum. Herkese Afiyet olsun...




14 Mart 2012 Çarşamba

Doktorlar Günü



Bütün doktorlarımızın Doktorlar Günü Kutlu Olsun...


Oversized Kazaklar



2012 BAHARI OVERSİZED KAZAKLAR



2012 Sonbahar ve Kış döneminde özellikle sıklıkla göreceğimiz bu tarz. 
Tayt ve skinny jean kombinleri ile oldukça şık duracak.


Rahat bir giyim tarzını sevenler için bir tayt bir kazak diyip hayadi hop dışarı çıkan bizler için oldukça ideal bir tarz oluşturacak olan bu büyük beden modası bir kaç sezon daha rafa kalkmaz diye düşünüyorum.


Özellikle omzu düşük kayık yaka modellerle birleşen bu ürünler biraz da rahatlığa seksapalite katıyor. Leopar detaylar yada parıltılar kullanıldığında da ince bir çorap ve pump ayakkabılar ile birleştirilip gece için uygun bir kıyafet haline geliyor.



Hilary Duff gibi bir çok ünlü isim özellikle gün içerisinde bu tarzı oldukça fazla kullanıyorlar. Büyük çantalar ve Kış güneşinden korunmak için takılan gözlük ve şapkalar ile de kombinler oldukça başarılı oluyor doğrusu.




Yalnızca taytlar ve skinny jeanler ile de değil bu şekilde uzun etekler ile kombinlendiğinde de oldukça başarılı Bohem bir hava da yakalamış oluyoruz. 



Kaz ayağı deseni ile birleştiğinde lise günlerini hatırlatan özellikle haftasonu gezmeleri için uygun bir kıyafet havasına girebiliyor Oversized kazaklar ve tayt kombinasyonu.



Benim gibi rahatına düşkün bir kişi için Oversized modası çöldeki bir serap gibidir. Sanırım bir çok Türk bayanı da bu moda dan nasibini alacak gibi. 

12 Mart 2012 Pazartesi

Laura Ashley Tarzı



LAURA ASHLEY

 ROMANTİK YATAK ODALARI



İngilizlerin Bohem ve rahat tarzı sizinde ruhunuzda bir kıpırdanmaya 
sebep oluyorsa yolunuzu doğru LAURA ASHLEY mağazasına 
çevirmenizde fayda var . 



Özellikle bu tarz' dekorasyon Romantik bir yatak odası yaratmak isteyenler
için son derece doğru bir yaklaşım olacaktır. 



Beyaz rengi ile kombinlenlenen fuşyalar , su yeşilleri, maviler, lacivertler ve tabii ki bej renkleri her zaman doğru bir renk geçişini sağlar. Yatak odasında kullanılan aydınlatma elemanları da yine bu romantik havaya uygun nitelikte olmalıdır. 



Kristal boncuklarla süslenmiş avizeler küçük watt ta ampüller ile aydınlatıldığında hem ışığın yarattığı gölgeler ile daha mistik bir hava yakalanmış olur. Gerçi mum ışığının havasını hiç bir şey yakalayamaz ama...


Bu dantel den yapılan avize bu havayı yakalayabilmek için güzel bir örnek bence. Ayrıca yapılması da oldukça basit. 


Yine aplikler de kullanılan detaylar da romantik havayı yakalamanız için önemli birer objedir. Ayrıca yatak odanızda kullanacağınız aksesuarlar aynalar, takı kutuları da yine bu dekorasyon için önemli ögeler dir. 




Ayrıca son dönemde oldukça sık rastladığımız bir trend olan Ayna kaplama komodinler de oldukça şık ve elegan bir görünüm sergiliyor. Ancak kullanım sırasında meydana gelecek olan el izleri ne kadar tercih sebebi olmalarını sağlar bilemem.




Şimdilik yatak odası dekorasyon önerilerimin sonuna geldik. Ancak bu bittiği anlamına gelmiyor. Bir mimardan ne kadar çok fikir çıkabilir biraz tahmin edersiniz sanırım. Bu yazınında diğerleri gibi devamı gelecek. Duvar kağıtları ve seçimleri konusunda ilerde size bolca fikir vereceğim.

10 Mart 2012 Cumartesi

Yeni Manikürüm








   Bu senenin trendi çılgın tırnaklar diyoruz ve son derece özgür oje tasarımları ve renkleri ile ellerimizi susluyoruz bende turkuaz ve beyazla biraz sus yaptım

Bu senenin trendi çılgın tırnaklar diyoruz ve son derece özgür oje tasarımları ve renkleri ile ellerimizi susluyoruz bende turkuaz ve beyazla biraz süs yaptım..

Published with Blogger-droid v2.0.4

8 Mart 2012 Perşembe

Dünya Kadınlar Gününüz Kutlu olsun...





8 MART DÜNYA KADINLAR GÜNÜNÜZ KUTLU OLSUN ...

Türkiye'de 8 Mart Dünya Kadınlar Günü ilk kez 1921 yılında "Emekçi Kadınlar Günü" olarak kutlanmaya başlandı.
 1975 yılında ve onu izleyen yıllarda daha yaygın, ve yığınsal olarak kutlandı,
 kapalı mekanlardan sokaklara taşındı. "Birleşmiş Milletler Kadınlar On Yılı" programından Türkiye'nin de etkilenmesiyle,
 1975 yılında "Türkiye 1975 Kadın Yılı" kongresi yapıldı. 
12 Eylül 1980 Askeri Darbesi'nden sonra dört yıl süreyle herhangi bir kutlama yapılmadı. 
1984'ten itibaren her yıl çeşitli kadın örgütleri tarafından
 "Dünya Kadınlar Günü" kutlanmaya devam ediliyor.